Top Ad unit 728 × 90

Son Eklenenler

recent

Eyvallah Şehiri (Hikaye)

 Kafile ile Nevşehir'de bir üzüm bağında mola verdik. Sultan Veled her zamanki iştahı ile benden bir şeyler öğrenmek için heyecanlı sorularına devam ediyordu.

- Pirim, tasavvufu nasıl görüyorsun?

- Tasavvuf, aşk mezhebidir. Tasavvuf Allah karşısında yoksul olmaktır. O'nun karşısında yoksul ve aciz olmak, O'na ona muhtaç olduğumuzu kabul etmektir ve bu kabul ne kadar içten ve ihlâslı olursa, sevgiliye erişme konusunda o ölçüde şiddetli bir dürtüye dönüşür.

- Şeyh ile dervişi arasındaki ilişki bir salkım üzüm ve bu salkımın bağlı olduğu dal arasındaki ilişki gibidir. Şeyh üzümleri ağaca, gövdeye, köke bağlar. Gözler ruhun aynasıdır. Şeyhler öğrencilerinin gözüne bakarak onların içini okurlar. Bir şeyhin bakışları son derece kuvvetlidir. Her cübbe giyen veya göze hoş gelen sıra dışı şeyler takan kişi şeyh değildir. Fakat bir şeyh bulduğunuzda yapılacak şey Allah'ın isteği doğrultusunda ona tabi ve teslim olmaktır. Çağır şu dervişleri de size bir hikaye anlatayım:

   İkindi vakti öncesi abdest almak için avluya çıkan şeyh, dervişin tekinden bir ibrik su ister. Derviş getirir. Yere çömelmiş abdest almaya başlayan şeyh bir yandan da bahçedeki dervişleri gözlemek için sağa sola bakmakla meşguldür. Su döken derviş bakar ki şeyh elini yıkarken bazı yerleri kurudur. İçinden:

- Bir de bize mürşit olacak. Doğru dürüst abdest almayı bile beceremiyor diye geçir. Bakışları alaycı ve suizancadır. Şeyh kafasını dervişe doğru kaldırır. Dervişin bakışlarını yakalar, aklından geçenleri okur.

- Evlat sen bize yaramazsın, akşama kalmadan dergahımızı terk et, der.

   Derviş şeyhi için böyle yanlış bir düşüncede olduğu için bin pişmandır; ama nafile, kovulmuştur artık. Akşam arkadaşları ile helâlleşerek ıssız bir dağ yamacındaki dergahtan ayrılır. İyi de, nereye gidecektir. Ne ailesi vardır, ne gidecek bir memleket. Deli divane, dağ tepe yürür. Yorulmuştur. Acıkmıştır. Hava iyice kararmıştır. Nereye gideceğim, ne yapacağım, diye düşünürken uzakta bir ışık görür. Işığın geldiği tarafa yürür. Ağaçların altında çoban, ateşin üzerinde yemek pişirmektedir.

- Selamun aleyküm

- Aleyküm selam

- Allah misafirine aşın, ekmeğin var mıdır?

- Vardır, hele otur şöyle.

   Çoban gelen yabancıyı süzer. Gece vakti ormanda yalnız dolaşan bu adam necidir? Tüccar değil. Üzerinde derviş kıyafeti var. İyi de bir derviş bu vakitte ne geziyor dağ başında. Dervişler dergâhtan akşamları dışarı çıkmazlar ki diye düşünür.

   Derviş olup bitenleri anlatınca çoban onun haline acır ve:

- Şu karşıdaki dağın arkasında bir şehir var. İsmi Eyvallah şehridir. Oraya git. Ne alırsan al eyvallah dedikten sonra ücretsiz bedava.

- Ne yani para pul istemiyorlar mı?

- Eyvallah diyene herşey bedava.

   Derviş kendisi ile dalga geçildiğini düşünür. Çoban devam ile:

- Yalnız eyvallah şehrinin üç kuralı var. İhlâl edersen o kuralları, şehirden atılırsın!

- Nedir bu kurallar?

- Bir kulun işine karışmayacaksın. İki Allah'ın işine karışmayacaksın. Üç, asla yalan konuşmayacaksın.

- Kolaymış, ben zaten dergahta eğitim aldım, bunlar basit kurallar ihlâl etmem.

   Sabah çekine çekine şehre giren derviş çobanın doğru söyleyip söylemediğini anlamak ister. Hamama girer. Yıkanır. Kasaya yanaşır. Sağ elini sol göğsüne koyarak "eyvallah" der. Kasa başındaki hamamcı da "eyvallah" diye karşılık verir.

- Borcum ne?

- Eyvallah kardeş borcun yok, eyvallah dedin ya.

   Derviş şaşırır. Bir yandan da seviniyordur. Fırına girer yine aynı muamele "eyvallah diyenden para alınmıyor. Derviş içinden "İyi ki dergâhtan kovulmuşum, bu şehirde herşey bedava padişah gibi ne güzel yaşarım" der.

   Aradan bir ay geçmiştir. Bizim derviş halinden memnun. Bir arkadaşına gelir

- Aile kurmak istiyorum. Bir kadın ile evlenmem için ne yapmam gerekir?

- Eyvallah de.

- O da mı eyvallah ile?

- Tabii. Yarın köle pazarı kurulur. Erken git pazara. Acem, Arap, Hint, Rum ne ararsan her milletten güzel kadınlar vardır. Beğendiğini seç. Satıcıya eyvallah de yeter.

   Derviş denileni yapar. Evlenir. Aradan bir hafta geçer. Derviş çarşıda dolaşmaktadır. Karşısından biri genç diğeri yaşlı iki kadın gelmektedir. Genç olanın saçı, başı her yeri açıktır. Diğer kadın çarşaflı, sadece gözleri görünen yaşlı bir kadındır.

   Derviş:

- Şuna bak ya diye bağırır.

- Şuna bak... Örtünmesi gerekenin her yanı açık saçık. Örtünüp örtünmemesi fark etmeyen yaşlı kadının ise her yeri kapalı. Bu nasıl iştir. Niye böyle açık giyindin be kadın, der.

- İmdat zaptiye! diye bağırınca genç kız, zaptiyeler gelir.

- Ne vardı?

- Bu adam kulun işine karıştı.

   Bizim dervişe karakolda on dayak atılır. Karakoldan çıkınca yediği dayağın acısından çok, bir kulun hatasını uyardığından dolayı şikayet edilmesi ve karakolda dayak yemesi içine dokunmuştur. Karakolun dış avlusundan açar elini yüksek ses ile:

- Allah'ım bu nasıl iş? Kullarını uyardım, dayak yedim. Ey Rabbim bu ne biçim iş?

   Dervişin söylediklerini duyan birisi: 

- Zaptiye! Zaptiye! diye seslenir. Gelen zaptiyeler:

- Ne oldu?

- Şu derviş Allah'ın işine karıştı. Tekrar karakol. Tekrar on değnek daha yer sırtına derviş. Yorgun argın kendini eve zar zor atar. İçeri girip yatağa uzanır. Yarım saat sonra kapısı çalınır. Eşi kapıyı açar. Av arkadaşları gelmiştir. Eşinden evde olup ava gidip gitmeyeceğini sorarlar. Eşi odaya girer.

- Arkadaşların geldi, birlikte dağa ava çıkacakmışsınız.

- Beyim evde yok de, yok de.

- Zaptiye! Zaptiye!

- Ne vardı?

- Eşim yalan konuşmamı istiyor. Yalan söylüyor.

   Derviş zaptiyelerce şehirden kovulur. Üstü başı toz topraktır. Şehre doğru bakar, dizine vurarak

- Eyvallahın ayarını bilmeyen eyvah, eyvah diye inler.

Aşkın Gözyaşları Kitabından Okumanızı Tavsiye Ederim.

Eyvallah Şehiri (Hikaye) Reviewed by Unknown on 15:20 Rating: 5

2 yorum:

  1. Çok keyifli bir hikaye yalnız bu devre ait değil gibi gözüküyor.Ne dersiniz?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Katılıyorum bu devre kesinlikle ait değil...

      Sil

All Rights Reserved by Bilgi Kalem © 2014 - 2015
Powered By Blogger, Designed by Bilgi Kalem

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Blogger tarafından desteklenmektedir.