Peygamber Efendimizin Şakaları

Sohbetsizlik susuzluk gibidir. Susuz topraklar nasıl kurur ve verimsiz hale düşerse, sohbetsizlik sevgisizliğe yataklık eder. Sevgisiz insanın iç huzurundan söz edilemez. Sohbet sevgi iklimine açılımdır. Sevgi ikliminin çiçeklerinden kiminin adı şaka - latifedir.

   Hz. Aişe annemiz, Peygamberimizin çok şakacı olduğunu anlatır. Hz. Aişe annemiz bir gün bulamaç yemeği yapmışlardı. Hz. Sevde annemiz de vardı. Hz Aişe validemiz ısrar ettiler fakat Sevde annemiz de yememede ısrar ettiler. Hz Aişe validemiz avcuna bulamacı aldılar ve Sevde annemizin yüzüne sürdüler. Peygamber Efendimiz bu manzara karşısında gülmekten kendilerini alamadılar. Sevde validemiz üzülmüştü, Efendimizse işaretle onun da karşılık vermesini istediler. Hz. Sevde annemiz avuçlarına bulamacı aldılar ve Aişe validemizin yüzüne sürdüler. Efendimiz (sav) bu tablo karşısında yine kendilerini gülmekten alamadılar.

   Bir gün Efendimiz (sav) sabah kahvaltısında Hz Ali ile beraberdi. Kahvaltıda zeytin vardı. Peygamberimiz yediği zeytinin çekirdeğini gizli bir şekilde Hz Ali'nin önüne koyuyordu. Bir müddet sonra Hz. Ali'nin önünde zeytin çekirdekleri çoğaldı.

   Peygamber Efendimiz (sav):

"Ya Ali! Ne kadar çok yemişsin!" dedi.

Hz. Ali de "Maşallah Ya Rasullah! Siz de çekirdekleriyle beraber yemişsiniz. Baksanıza önünüzde hiç çekirdek yok!..." diye karşılık vermişti.

   Bir kadın Efendimiz (sav)'e gelerek bir isteğini dile getirdi. Peygamberimiz ise kadının talebinden önce ona latifede bulunmak istedi ve:

   "Sen şu gözünde ak olan adamın eşisin değil mi?" diye sordu.

   Kadın şaşırdı, ne diyeceğini bilemedi. Sonra:

   "Ya Rasulallah! Benim kocamın gözünde ak yoktur!" dedi.

   Efendimiz (sav) ise:

   "Her insanın gözünde ak olur." buyurdular.

   Peygamber Efendimizi sık sık ziyaret eden yaşlı bir kadın vardı. Efendimizin sohbetlerini hayatının biricik azığı yapardı. En büyük huzuru peygamberle beraber olmakta bulurdu. Yine bir gün Efendimizin hanelerine gelmişti. Peygamberimiz onunla şakalaşmak istedi ve:

   "Yaşlı kadınlar cennete giremeyecekler." buyurdular.

   Yaşlı kadın bu sözler karşısında derin bir sarsıntı geçirdi ve ağlamaya başladı. Sonra da kalkıp gitmek istedi. Peygamberimiz:

   "Bilesin ki, kadın ve erkekler cennette genç olacaklar." buyurdular.

   Sahabenin içinde muziplikte çok ileri olanlar vardı. Bunlardan biri de Muayman b. Amr'dı. Onun şakaları herkesin kaldırabileceği cinsten değildi.

   Bir gün bir bedevi devesiyle mescide namaz kılmaya gelmişti. Bedevi devesini mescidin bahçesine bağladı ve mescide girdi. O vakitte Muayman b. Amr da vardı. Muayman (ra) namazdan erken çıktı ve "Nasıl olsa bu devenin bedelini peygamberimiz öder." diye düşündü ve bedevinin devesini kesti.

   Bedevi mescidden çıktığında bir de ne görsün! Devesi kanlar içinde. Bedevi avazının çıktığı kadar bağırmaya başlar. Efendimiz (sav) ve şerefli arkadaşları olayın ne olduğunu öğrenmek istediler. Sahabeden biri:

   "Ya Rasulallah! Bunu Muayman yapmıştır." dedi.

   Peygamberimiz:

   "O halde onu bulalım." buyurdular. Her biri bir tarafa dağılarak Muayman'ı aramaya koyuldular. Derken onu bir hendeğe saklanmış ve üzerini otla örtmüş şekilde gördüler. Muayman'ı gören sahabi, eliyle Muayman'ın bulunduğu noktayı işaret ederek:

   "Ya Rasulallah! Muayman'ı göremiyorum." diyordu.

   Peygamberimiz geldi ve:

   "Kalk ya Muayman! Adamın devesini niçin kestin?" buyurdular.

   Muayman:

   "Ya Rasulallah! Siz nasıl olsa devenin bedelini ödersiniz diye düşünüp, cümlemize ziyafet çekelim istedim."

   Efendimiz (sav) mübarek dişleri görünecek kadar tebessüm eder...