Hacca Erken Gitmeye Bakın!

Abdullah İbni Abbas'dan:

"Mekke'ye  (hacca) gitmekte acele ediniz. Zira hiç biriniz başına ne hastalık veya ne iş gelecek önceden bilemez. (Ne mani çıkacağını kestiremez)" (Deylemi)

Hacca gitmek üzerine farz olan kimse, ömürde bir kere farz olan bu mükellefiyeti, geciktirmeden yerine getirmesi tavsiye edilmiştir. Çünkü insanın başına nerede, ne zaman ne gibi bir hal gelebileceği belirsizdir. Hastalık olabilir, kaza olabilir, başka engel çıkabilir.

O halde kendine hac farz olan, önüne çıkan fırsatı kaçırmadan değerlendirilmeli; önümde koca bir ömür var, biraz yaşlanınca giderim gibi bir düşünce yanlışlığı içine girmemelidir.

Bununla beraber, insanın, ölmeden önce gitmek şartıyla, hacca gitmeyi geciktirmesinde bir günah yoktur. Yeter ki, geç de olsa hayatta iken hac borcunu yerine getirsin. Yaşarken üzerine hac farz olup da gitmeye bir türlü fırsat bulamayan kimse, hiç değilse vefatı halinde geride bıraktığı servetinden hac borcunun ödenmesi vasiyet etmelidir. Vasiyet olduğu takdirde mirasçılar, bu vasiyeti yerine getirmek zorundadırlar. Böyle bir vasiyer yapmadan vefat eden borçlunun durumu ise, mirasçıların insafına kalmıştır.

İsterlerse, mirasından faydalandıkları kişinin servetinden hac parasını ayırıp onu hac sorumluluğundan kurtarırlar. Bu, mecburi bir davranış değildir. Vârislerin şefkatiyle ilgili bir durumdur.